İsmail Güzelsoy’un rastlantılara dayalı İstanbul hikayesi: Rölanti Çıkmazı
Modern Türk edebiyatının usta kalemlerinden olan İsmail Güzelsoy, okurlarını bu sefer İstanbul hikayesini anlatıyor.
Edebiyat yolculuğunda çeyrek asra yaklaşan İsmail Güzelsoy’un yeni kitabı Rölanti Çıkmazı’nı çok seveceksiniz. “Kaybettiğin oyun henüz başlamamış olabilir” fikrinden yola çıkan yeni romanı Rölanti Çıkmazı’yla okurlarıyla buluşan Güzelsoy, kitabında rastlantılara dayalı bir İstanbul hikâyesini ele alıyor.
Romanlarındaki edebi anlatıları insan yaşamına dair anlamlı tespitleri ve tecrübeleri ile zenginleştiren İsmail Güzelsoy, bugüne kadar ortaya koyduğu eserlerle okurlar için her zaman ilham kaynağı oldu.
Yolculuğuna devam eden usta yazar, yeni kitabında bilinmezliği, korkuyu, karmaşayı, öfkeyi, kent yaşamının çeşitliliğini, zamanlar ve kuşaklar arasındaki etkileşimleri rastlantıdan doğan ama anlamlı bir sonuca evrilen anlatısı ile ele alıyor.
RÖLANTİ ÇIKMAZI
Üç farklı zamanın ama aynı İstanbul’un hikâyesi Rölanti Çıkmazı; kabadayıların hüküm sürdüğü İstanbul’dan, gen aktarımının tartışıldığı İstanbul’a… İsmail Güzelsoy, üstkurmaca düzlemini de dahil ettiği anlatısında, gerçek ve gerçek dışının birleştiği çizgiye kuruyor en büyük oyununu. Rölanti’nin hikâyesi; aniden ortaya çıkan bir kayıt cihazı kadar gizemli, bir kaplanın dişleri kadar merhametsiz.
KUDRETLİ İNSANLARIN HİKAYELERİ
Kudretli insanların hikâyeleri genelde karmaşık planların, ince hesapların mahsulüdür ama gariban insanların hikâyeleri önemsiz rastlantılarla yazılır. Perizad’ınki de öyle…
Ama önemsiz rastlantıların sonuçları her zaman önemsiz olmayabilir işte. Kendi hayatına bir baksana, o gün orada olmasan, o telefonu açmasan, o kişiyle tanışmasan hayatın başka bir mecrada akar giderdi.
Sayfa: 378
SIRLARLA DOLU ÇIKMAZ SOKAK
Kentin merkezinde olmasına rağmen gözlerden uzak, sırlarla dolu bir çıkmaz sokak, kendi zamanını yaşamaktadır.
Ta ki Perizad çıkıp gelene dek. Sonra oyun başlar: gizli geçitler, müzik çalan binalar, çiçekler üzerine kumar oynayanlar, ömrü boyunca dehlizlerde saklanmak zorunda kalan bir cüce, soğuk savaş yıllarında casus olarak yetiştirilmiş hayvanlar, sirkten kaçıp İstanbul sokaklarına dehşet saçan bir kaplan…
Bir kadın neden balkona çıkmaktan korkar? Bir adam intikam almak için neden yirmi yedi yıl bekler? Gözü üzerimizden ayrılmayan karga bize ne fısıldamaktadır?